Meslek hastalığı, çalışanın, çalıştığı işte icra ettiği görevden dolayı karşılaştığı bedensel ve ruhsal olarak işi yapmasına engel durumların ortaya çıkma haline denir.
Özellikle uzun süre aynı işi yapan çalışanların karşılığı meslek hastalığı sonucunda kişinin maddi- manevi tazminat talep etme hakkı doğmaktadır.
Meslek hastalığı sebebiyle açılan tazminat davaları kişinin bedenen ve ruhen yaşadığı sıkıntının maddi olarak teselli edilmesini amaç edinir.
Meslek Hastalığı Ne Şartlarda Oluşur?
Çalışırken karşılaşılan her hastalık meslek hastalığı olarak isimlendirilmez. Hastalığın meslek hastalığı statüsünde olması için aşağıda belirtilen şartları yerine getirmesi gerekir.
- İşçilik: 5510 sayılı kanuna göre kişinin iddia ettiği kurumda çalışan olması gerekir. Kanun kişiyi sigortalı işçi olarak tanımlamış olsa da sigortasız çalışılan kurum aleyhine de meslek hastalığı nedeniyle tazminat davası açılabilir.
- İş Esnasında Oluşması: Meslek hastalığı ile çalışanın işi arasında bir bağ bulunması gerekir. Kanun buna nedensellik bağı ismini vermiştir.
- Süre: İşçide meslek hastalığı oluştuğunu iddia edebilmek için belli bir süredir o işte çalışıyor olması gerekir. Yeni işe girmiş birisinin tesadüfi gelişen bir olay karşısında zarar görmesi eylemini kanun iş kazası olarak nitelendirir ve meslek hastalığı statüsüne almaz.
- Hastalık: Meslek hastalıkları Çalışma ve Sosyal Güvenlik Kurumunun ilgili yönetmelik ve bakanlık tüzüğünde yer verilen hastalıklardan birisi olmalıdır. Hastaneden alınmış sağlık raporu ile ya da mahkemenin talebi üzerine sevk edilen hastaneden alınmış sağlık raporu ile tespit edilen ve ilgili mevzuatta belirtilen hastalıklardan birisinin tespit edilmiş olması gerekir.
İlgili Mevzuatta Belirtilen Meslek Hastalıkları Nelerdir?
SGK Sağlık İşlemleri Tüzüğü 5. Maddesi gereği meslek hastalıkları şunlardır.
- Kafa kemiği, psikiyatri ve nöroloji kapsamında yer alan baş hastalıkları,
- Göz ile ilgili hastalıklar,
- Kulak rahatsızlıkları,
- Yüz ile ilgili hastalıklar,
- Boyun rahatsızlıkları,
- Göğüs rahatsızlıkları,
- Kol-omuz hastalıkları,
- El bileği ve el hastalıkları,
- El parmakları hastalıkları,
- Omurga rahatsızlıkları,
- Karın hastalıkları,
- Pelvis hastalıkları,
- Metabolizma hastalıkları.
Her başlıkta yer alan hastalıkların neler olduğu ilgili tüzüğün EK’inde yer almaktadır.
Meslek Hastalıkları Tespit Yöntemleri Nelerdir?
Meslek rahatsızlığı durumunda tazminat talep etmeniz için öncelikle iş kayıp oranının hastane raporu ile belirlenmesi gerekir. Bu oran tazminat talebinde çok önemlidir. Bu orana göre SGK tarafından gelir bağlanıp bağlanmayacağı (malulen emeklilik), tazminat miktarı belirlenir.
Kanun gereği işveren meslek hastalığını, işçinin bu durumunu öğrendikten sonra 3 iş günü içerisinde SGK’ya bildirmek zorundadır. SGK müfettişleri de konu ile ilgili gerekli soruşturmayı yaparak rapor hazırlarlar. İlgili mevzuata göre çalışanın çalıştığı iş sebebiyle meslek hastalığına yakalandığı şöyle belirlenir.
- Hazırlanan müfettiş raporuna göre malullük durumu ve oranının ilgili sağlık kuruluşu tarafından belirlenmesi gerekir.
- SGK müfettişleri aynı zamanda işyeri ile ilgili de bir rapor hazırlayarak malullük oranını bildiren bir raporu kendisi de hazırlar.
SGK’nın ilgili sağlık kurulu tarafından hazırlanan rapora itiraz mercii Ankara’daki SGK Yüksek Sağlık Kurulu’dur. Hem çalışan hem de işveren söz konusu sağlık kuruluna, hazırlanan rapor ile ilgili itiraz edebilir.
Hazırlanan raporun meslek hastalığı olmadığı yönünde rapor hazırlanması durumunda, çalışan SGK ve işveren aleyhine iş mahkemesine dava açıp durumun tespit edilmesini talep edebilir.
Meslek Hastalığı Sonucu Açılan Tazminat Davalarının Zamanaşımı Süresi
6098 sayılı borçlar kanununun 146. Maddesi gereği meslek hastalığı kaynaklı tazminat taleplerinde dava açma süresi 10 yıl ile sınırlandırılmıştır.
Söz konusu davaların zamanaşımı süresi meslek hastalığının öğrenildiği tarihten itibaren başlar. Bu tarih hastalığın hastane raporu ile tescillendiği tarihte kesin hüküm kazanır.
Kaçınılmazlık İlkesi
İlgili kanun esaslarına göre işveren işyerinde her türlü tedbiri almış, her türlü emniyet esaslarını uygulamış ise bu konuda işverene maddi tazminatta indirim yapılması esastır. Bu durumu kanun “kaçınılmazlık ilkesi” olarak tanımlamıştır.
Kaçınılmazlık ilkesi hukukta her türlü önlem alınmasına rağmen elde olmayan gelişmelerden dolayı istenmeyen durum olarak nitelenir.
Kaçınılmazlık ilkesi,
- İrade dışı mı meydana gelmiş?
- Davranış ve sözleşme ihlalleri söz konusu mu?
- İlliyet bağı var mı?
- Önlenemez miydi? Soruları ile cevaplanabilir.
Meslek Hastalığı Tazminat Davasının Kapsamı Nedir?
Meslek rahatsızlığı nedeni ile kişi ilgili esaslara uygun olarak işverenden her türlü maddi ve manevi tazminat talep edebilir.
Manevi tazminat kişinin çalıştığı işte ruhsal olarak yaşadığı sorunlar gerekçe göstererek açılır. Maddi tazminat davası ise kişinin fiziksel olarak yaşadığı sıkıntılar sebebiyle açabileceği davayı ifade eder.
Maddi tazminat kişinin işyerinde yaşadığı güç kaybı ve zarar gördüğü diğer hususlar için açılır. Maddi tazminatın kapsamı;
- İşçi ve işverenin kusur oranı,
- Varsa malullük oranı
- Çalışanın son gelir durumu
Baz alınarak belirlenir. Meslek hastalığının ölümle sonuçlanması halinde ise; ölenin bakmakla yükümlü olduğu yakınları işveren aleyhine maddi tazminat davası açabilir. Mahkemenin hükmettiği tazminat bedeline “destekten yoksun kalma tazminatı” adı verilir.
Borçlar kanununun 56. Maddesi gereği ölenin maddi olarak herhangi bir şekilde desteği olmadığı halde, işçinin ölümünden üzülen yakınlarının da manevi tazminat haklarının olduğunu belirtir.
Meslek Hastalığına Yönelik Yargıtay Kararları
Meslek hastalığı ile ilgili yukarıda vermiş olduğumuz bilgiler ışığında Yargıtay’ın verdiği emsal kararların incelenmesinde fayda vardır. Önemli görülen hususlarla ilgili kararlar maddeler şeklinde açıklanmıştır.
- Yargıtay 1985 yılında vermiş olduğu kararda kişinin, meslek hastalığına yakalanıp yakalanmadığının tespitinin “bu meslekte çalışmasaydım bu hastalığa yakalanmazdım” demesi gerektiği, hastalık hususunun bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğini karara bağlamıştır.
- Bir hastalığın meslek hastalığı sayılıp sayılmaması konusunda Sosyal Güvenlik Kurumu’nun çıkardığı yönetmeliğin esas alınacağı, söz konusu yönetmelikte kapsam dışı tutulan hastalıklarla ilgili tazminat davası açılamayacağı emsal kararla tescillenmiştir.
- 1998 yılında verilmiş olan kararda kişi işyerindeki tozlu ortam sebebiyle hastalığa yakalanıp zatürree olduğunu ve bu sebeple tazminat talep ettiğini belirtmiştir. Yargıtay kararında; meslek hastalığından bahsetmesi için kişinin aynı işyerinde en az 3 yıl çalışmış olmasını şart koşmuş ve davayı işveren lehine sonuçlandırmıştır.
- 2008 yılında M… isimli şahıs özel bir lastik fabrikasında çalışırken sol elindeki işlev kaybından dolayı hastaneden rapor almıştır. Söz konusu şahıs, elinden 2009 yılında ameliyat olmuştur. M.. isimli şahıs bu hastalığından dolayı aynı fabrikada çalışmaz duruma gelerek işten çıkarılmıştır. Yargıtay 2013 yılında vermiş olduğu kararda kişide çalışma ortamından kaynaklı meslek hastalığı oluştuğuna, işverenin işçiye maddi ve manevi tazminat ödemesine karar vermiştir.
- Davacı tarafından meslek hastalığı nedeniyle açılan tazminat davasına yapılan itirazın çalışan lehine sonuçlanması sonucunda, Yargıtay 2014 yılında vermiş olduğu kararda işverenin yerel mahkemenin red kararı sonrasında arada geçen süreler hesaplanarak tazminatın yasal faizi ile birlikte çalışana ödenmesine karar vermiştir.
- İplik fabrikasında işçi olarak çalışan Ş… isimli şahsın çalıştığı ortamdan kaynaklı meslek hastalığına yakalandığını iddia ederek astım bronşit olduğunu iddia etmiştir. Yargıtay, 2005 yılında yaptığı incelemede söz konusu iddianın işveren ile illiyet bağının kurulamadığına, işverenin herhangi bir kusurunun bulunmadığına ve tazminat ödemesine yer olmadığına karar vermiştir.
Diğer Yazılarımız: