Şiddet; insanın doğasında var olan ve çeşitli zamanlarda kontrolsüz olarak ortaya çıkan bir eğilimdir. Şiddet özellikle günümüzde yaşanan toplumsal bir sorun olup kadına karşı ciddi bir eğilim halindedir. Zira erkek öfke birikimini şiddet adı altında ifade etme yolundadır. Erkekte saldırganlık durumu temel bir dürtü halindedir. Ve bunu genelde yaşadığı sorunlara istinaden evde eşine ya da aile içindekilere yansıtmaktadır. Her sene artış gösteren kadın cinayetleri ve çocuklara olan şiddet eğilimleri çeşitli kanunlarla önlenmeye çalışılmaktadır.
Şiddet Nedir?
Şiddet duygularını ifade edemeyen, konuşarak ya da aklıyla yaşanan sorunlara sonuç alamayan insanların başvurduğu deyim yerindeyse ilkel yöntemlerden biridir. Şiddetin ölçüleri vardır. Ancak ölçü her ne olursa olsun kadın ya da çocuk için bu bir depresyon sebebidir. Şiddet ve depresyon halleri bir ev içerisinde hâkim olduğu halde taraflarca tedavi görülmedikçe şiddetin ölçüsü de zamanla ilerlemektedir.
Şiddet denildiğinde akla sadece fiziksel şiddet gelmez. Elbette ki yaralamadan el kaldırmaya kadar her bir fiziksel hareket şiddet adı altındadır. Bunların dışında cinsel şiddet vardır. Özellikle kadına şiddet söz konusu ise erkek kadına tecavüz etmektedir. Kadın istemediği halde erkek onu birlikte olmaya zorluyorsa bu cinsel şiddettir. Cinsel şiddet günümüzde birçok evde ne yazık ki yaşanmaktadır ve bu da kadının duygularını yıpratmaktadır. Şiddet öğrenilmiş bir davranış mıdır? Bir kişi çocukluk zamanında şiddete maruz kalmışsa yetişkinliğinde bu davranış şeklinin içerisinde barınabilir. Yani bu davranış biçimini benimsemeye başlar.
Duygusal Şiddet
Şiddetin bir başka türü olan duygusal şiddet; yine çocukluk zamanında anne ve babadan aldığı şiddetin kendi üzerindeki psikolojik yarayı kapattığı, unuttuğu sanılsa da bu çocuk yetişkin olup evlendiğinde bu sorun tekrar ortaya çıkabilir. İşte bu duygusal şiddet olarak adlandırılır. Ses tonunun yükselmesi, azarlama, bağırma duygusal şiddetlerdir. Duygusal şiddete maruz kalan bir kişi kendini değersiz hisseder. Bu değersiz hissetmek duyguları psikolojik şiddettir.
Erkek gerek genetik gerekse kültürel açılardan şiddete yatkın bir cinsiyettir. Birtakım sebeplerle eve gergin gelir ve bu gerginliğini evde eşine, çocuklarına şiddet göstererek ortaya koyar. Fizik itibariyle bir kadın ya da çocuk erkeğe oranla çok daha zayıf olduğundan bu durumlarda zarar gören taraflar olur. Fiziksel ya da psikolojik anlamda görülen her şiddet mağdur olan taraf için yıpratıcı bir durumdur. Öfkelenmek insani bir duygudur fakat burada önemli olan öfkenin şiddete dönüşmesine engellemeyi bilmektir.
Aile İçi Şiddet Nedir?
Aile içi şiddet, bir kişinin eşine, çocuklarına, ailenin diğer fertlerine uyguladığı saldırgan davranışlardır. Bu durum fiziksel ya da psikolojik anlamda olabilmektedir. Türleri, fiziksel şiddet, cinsel şiddet, psikolojik şiddet ya da ekonomik şiddet olabilir.
Aile içi şiddeti bir çocuk görürse bu durum çocukta birçok belirtiler ve sorunlar oluşturabilir. Okul öncesinde konuşmada gerilemeler oluşabilir, iletişim olmaz, eğitim hayatında başarısızlık oluşmaya başlar, saldırgan davranışlar göstermeye başlar, kişiliğin oluşmasında problemler ortaya çıkar. Aile içi şiddet genelde dört duvar arasında gizli kalır. Şiddete maruz kalan kadın ya da çocuklar bu durumu yaşayarak bunalımlara, depresyonlara girme eğilimindedir. Şiddet gören taraf çoğu zaman korkudan ve ne yapacağından emin olamadığından susar, kabullenir. Bazı taraflarda haklarını bilerek şikâyet edip kendini savunma yoluna giderse işte o zaman bu toplumsal sorun devamlı artma eğiliminde değil, düzelmeye doğru gidecektir.
Aile İçi Şiddetin Etkileri Nelerdir?
Şiddet kişide kesinlikle olumsuz birçok etki bırakır. Zarar verilmiş hisseder, aşağılanma duygusunu yaşar. Kendini suçlu hisseder. Oysa saldıran taraf bilinmelidir ki, her zaman suçlu olan taraftır. Hiç kimsenin kimseye şiddet uygulama hakkı yoktur. Kadın şiddet gördüğünü çoğu zaman saklar, çünkü yaşadıklarından utanır. Hatta hatta erkek tarafından çocuğa yapılan şiddet bile korkudan dört duvar arasında gizli kalır. Ve bu ileri ki zamanlar için duygusal yıpranmadan başka bir şey yaratmaz.
Şiddet türü her ne olursa olsun mutlaka tedavi yoluna gidilmelidir. Aile içi şiddetin elbette ki başkalarıyla paylaşma durumu kolay bir durum olmasa da bu sorunun çözülmesi elzem bir sorundur. Belki konuşunca korku ya da utanma yaşanabilir. Ancak bu korku atılıp biriyle konuşma mutlaka denenmelidir. Bu kişi çevreden biri de olabilir, profesyonel bir destek de olabilir, ya da devlet mercilerinden yardım mahiyetinde de olabilir. Bilinen bir gerçek vardır ki; şiddet kabullenilebilir bir durum değildir.
Şiddetin Görülme Oranları
Şiddet yaş, eğitim, gelir düzeyi, yaşanılan yer, ailede görülenler gibi nedenlerle ailede, iş hayatında sosyal ayrımcılık adı altında şiddet gösterilebilir. Bu şiddet psikolojik, sözlü ya da cinsel şiddet niteliğindedir. Şiddete uğrayan bir kadın kesinlikle sessiz kalmamaları, özellikle devletin kendisine verdiği hakları kapsayan yasaları kullanmak için adımlar atmalıdır. Bu yasalar gereğince şiddete uygulayan tarda gerekli yaptırımlar uygulandıkça bu toplumsal sorun gün geçtikçe dozunu arttırmak yerine azaltacaktır. Bu istismarlık durum şiddet gösterenin elinden mutlak alınmalıdır.
Hiçbir şiddet türü şahsi bir mesele değildir, kadına şiddet ya da aile içi şiddet hiçbir şekilde susmayı gerektirmemektedir. Hiçbir canlıya şiddet maruz görülemez. Bireysel anlamda, toplumsal anlamda ve devletin yardımcı eliyle de tüm adımlar atılarak, sorumlu davranarak, çevremizde olup bitenlere karşı duyarlı olarak; ölümle dahi sonuçlanabilecek olan kadına şiddet vakalarının önlenmesi için yardım alınmalıdır. Şiddeti korumak ya da şiddeti önlemek için bilgilenmek işin önemli kısmıdır. Şikâyet edildiği takdirde geçici koruma alınması, barınma yeri sağlanması, şiddet uygulayanın evden uzaklaştırılması gibi kararlar söz konusudur.
Şiddet Mağdurunun Yapması Gerekenler
Şiddet mağduru olan kadın, çocuk ya da aile bireylerin korunması 6284 sayılı kanun kapsamındadır. Acil durumlarda neler yapılması gerektiği, acil telefon hatları hakkında bilgi sahibi olunması gerekendir. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin önlenmesine ilişkin kanun destekleyicidir. Bu kanun gereğince şiddete maruz kalan ve tehlikede olan herkes ilgili kurumlara başvurabilir. Aynı zamanda şiddete maruz kalan kişinin etrafındakiler de bu durumu bildirmek için başvuruda bulunabilir.
Şiddete maruz kalan kadın ya da aile içi şiddet durumlarında; bulunulan yerin en yakın polisine başvurularak şikâyette bulunabilinir. Polis ya da jandarma derhal tedbir alınması için Cumhuriyet Savcılığına yönlendirme yapacaktır. Şiddet mağduru olan kişi Aile Mahkemesi hâkimliğine giderek tedbir kararı aldırabilir. Hâkim gerekli olan önleyici ve koruyucu tedbirlere karar verecektir. Aile ve Sosyal Bakanlıklara başvurulup yardım istenebilir, yasa gereği tehlikede bulunan kişi koruma altına alınacaktır.
Şiddete Karşı Danışma Hatları
Şiddet durumunda Alo 183 danışmanlık ve yardım alınabilecek hatlardan biridir. 7 gün 24 saat ulaşılır. Bunun dışında ALO 155 Polis İmdat, Alo 156 Jandarma İmdat, 112 Acil, Aile İçi Şiddet Yardım Hattı vardır. Kadın sivil Toplum Kuruluşları, Kadın Sığınma evleri her zaman kadının ve şiddet görenin yasa gereği yanındadır.
Bütün bunlar kapsamında önemli olan sesin çıkarılmasıdır. Ses çıkarılması halinde hem şiddet konusu daha da ileri seviyelere ulaşması engellenecek hem de mağduriyet adına bir dur denilecektir.
Diğer Yazılarımız: