İş hayatında işçi ve işveren arasında yaşanan önemli problemlerden biri de, çalışan işçinin hak ettiği ücretin ödenmemesidir. Ücret, herhangi bir iş yerinde çalışan kişiye işveren veya üçüncü kişiler tarafından verilen ödemedir. Çalışma karşılığı olarak daha önceden belirlenen günlerde ödenmesi gereken maaş hak edişlerinin gününde ödenmemesi halinde, işçi kanuni haklarını kullanarak hak edişlerini talep edebilmektedir. Ücret her ne kadar çalışma karşılığı olarak alınan maaş olarak değerlendirilse de, iş kanununun 24 maddesinin II no’lu bendinde ücret,
- Prim,
- İkramiye,
- Yakacak ve giyim yardımı,
- Fazla mesai
- Hafta ve yıllık izinlerin de dâhil edildiği bir bütün olarak değerlendirilmektedir.
Bunların dışında işveren tarafından karşılanmamış olması halinde yol ve yemek paraları da ücret tanımının içerisinde yer almaktadır.
Ücret genel tanımıyla, en geç bir aylık sürelerle ödenmesi gereken hak edişlerdir. İşçi ile işveren arasında yapılan bazı özel düzenlemeler veya toplu iş sözleşmelerinde ödeme süresi 15 gün veya haftalık şeklinde de ödenebilir. Örneğin; 1 Temmuz-31 Temmuz arası çalışan bir işçinin maaş hak edişi en geç 1 Ağustos günü ödenmelidir. Ancak yine işçi ve işveren arasında farklı ödeme günlerinde anlaşma sağlanmışsa, karşılıklı karar verilen gün maaş ödeme günüdür. Başka bir deyişle, 1 aylık sürenin dolmasını takip eden ilk gün ödeme günüdür.
Maaşın Gününde Ödenmemesi Halinde İşçinin Hakları Nelerdir?
İş kanununda ücret ödeme ile ilgili hükümler bu denli net iken, belirlenen günde maaşı ödenmeyen işçinin sahip olduğu haklar mevcuttur. 4857 sayılı iş kanununun 24. Maddesinde yer verilen hükme göre, işçinin maaş hak edişi kanun hükümleri gereği veya özel anlaşmalarla oluşturulan sözleşmeler gereğince hesap edilip ödenmediği takdirde, işçiye iş akdinin feshi hakkı tanınmaktadır. Ancak sürekli çalışmış olduğu iş yerinde, ücretlerin geç ödenmesi veya ödenmemesi alışkanlık haline gelmemişse, 3 günlük bir süre içerisinde iş akdinin feshini talep etmek iş ahlakına pek uygun görülmez.
Sürekli düzensiz ödemelerle karşılaşılan bir işyerinde ise, işçinin fesih hakkı anlayışla karşılanacaktır. Normal maaş ödemesinin geç yapılması veya hiç yapılmaması işçiye iş akdinin feshedilmesi hakkını verdiği gibi, yol ücreti, yakacak yardımı veya fazla mesai, yıllık izin, hafta izni vb. gibi ek ödemelerin verilmemesi de işçiye fesih hakkı tanımaktadır.
Ödemesi 20 Günden Fazla Geciken İşçinin İş Görmekten Kaçınma Hakkı Vardır.
İş kanununda yer alan maddelerden bir diğeri de, işçinin hangi şartlar altında iş görmekten kaçınabileceği ile ilgilidir. Buna yönelik hükümlerin belirtildiği 34. Maddede, herhangi bir mücbir sebep bulunmaksızın, ücret ödeme gününde maaş ödemesi yapılmaması halinde, işçi iş görme borcunu yerine getirmeyebilir. Böyle bir durumda işçinin iş görmekten kaçınması, grev olarak değerlendirilemez. Ayrıca bu gibi durumlarda işçiye o günkü mevduat faiz oranlarına uygulanan en yüksek faiz oranları hesaplanarak ödeme yapılması zorunludur. Bu durumda olan bir işçinin iş akdi işveren tarafından fesih edilemediği gibi, o işi yapmak üzere yeni bir işçi de alınamaz veya başkasına yaptırılamaz. Tüm bu hakların yanı sıra, işçi ek bir haktan daha yararlanabilir. İşçi dilerse ücreti tam olarak ödeninceye kadar iş görme borcunu yerine getirmeyebilir. Ancak bu hakkın kullanılabilmesi için bazı şartların oluşması gerekir.
- İşçi her zamanki iş saatlerinde iş yerinde bulunmalı
- Ödemenin gecikmesi, mücbir sebebe bağlı olmamalı
- Ödemenin maaş ödeme gününden itibaren 20 gün içerisinde ödenmemiş olmasıdır.
Bu durum iş yasasında ‘’Hak Grevi’’ olarak adlandırılmakta olup, işçilere hak edişlerinin teslim edilmesine kadar geçecek sürede iş yapmaktan kaçınma hakkı tanımaktadır. Bu tür durumlarda da işten kaçınan işçi sayısı toplu bir hal alsa da, bu durum grev olarak değerlendirilemez ve işverene lokavt hakkı vermez. Ayrıca görülmekten kaçınılan işin yaptırılması için yeni işçiler işe alınarak çalıştırılamaz.
Böyle durumlarla karşılaşan işçilerin iş hukuku konusunda uzman seviyesinde bilgi sahibi bir hukukçudan destek alması gerekir. Kanunun vermiş olduğu hakların doğru şekilde savunulması halinde işçinin hak edişlerini eksiksiz bir şekilde alması mümkün olacaktır. Haklı sebeplerle fesih durumlarının doğup doğmadığı uzman bir hukukçunun incelemesi ile netleştirilmeli, hak kaybı ile ilgili kanuni yollara sağlam argümanlara sahip olarak başvurulmalıdır.
Diğer Yazılarımız: