Hemen hemen her evlilik sonsuza kadar süreceği düşünülerek başlıyor. Elbette geleneksel bazı durumlar nedeniyle istisnalar yaşanabiliyor ancak bilindiği gibi evlilik esasen bir sevgi, aşk ve bağlılık meselesi. Yuva kurma isteğiyle evlenen herkes bu aile birliğinin hayatı boyunca sürmesini arzu ediyor. Ancak kimi zaman evdeki hesap çarşıya uymuyor. Zamanla birbirini daha iyi tanıyan eşler aslında ruh ikizi olmadıklarını anlıyor. Bunun yanı sıra daha farklı birçok sebeple eşler evlilik birliğinin noktalanması yönünde karar alabiliyor. Her ne sebeple boşanıyor olursanız olun, Bozda Hukuk’un uzman boşanma avukatlarıyla boşanma süreciniz çok daha kısa ve sorunsuz bir şekilde ilerliyor.
Peki, boşanma nedenleri nelerdir? Özel ve genel olmak üzere boşanma nedenleri ikiye ayrılıyor. Bu nedenlere ve sürecinin gidişatına bağlı olarak da boşanma davaları anlaşmalı ve çekişmeli boşanma davası olarak ikiye ayrılıyor. Anlaşarak evlenen ama bir süre sonra boşanmaya karar veren eşlerin bu süreci mümkün olduğunda yıpranmadan atlatabilmesi için anlaşmalı boşanmayı tercih etmeleri çok daha iyi oluyor.
DETAYLI BİLGİ İÇİN BOŞANMA AVUKATI SAYFAMIZI ZİYARET EDİN.
www.bozdaghukuk.com/bosanma-avukati
Boşanmanın Özel Nedenleri
Boşanmanın özel nedenlerini zina, yaşama kast etme, kötü davranışlar, haysiyetsiz yaşama, terk etme ve akıl hastalıkları olarak sıralayabiliriz. Şimdi bunları bir de süreç içerisinde değerlendirecek şekilde tek tek ele alalım.
Zina: Eşlerden birinin, evlilik birliği içerisindeyken bir başkasıyla daha ilişki içerisinde olmasına zina deniyor. Tabi bu ilişkiye zina denebilmesi için cinsi münasebet olması da gerekiyor. Durumun bir başka tanımı ise “aldatma.” Zina, Aile Hukuku’nda özel boşanma sebepleri arasında yer alıyor ve mutlak bir boşanma sebebi olarak kabul ediliyor. Hâkim zinanın tespit edilmesi durumunda evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığını gözetmeden eşlerin ayrılması yönünde karar verebiliyor. Bu noktada dikkat çekilmesi gereken konulardan biri, zinaya dayanan boşanma davası açılırken 6 ay ve 5 yıl olarak belirlenmiş olan hak düşürücü sürelere dikkat edilmesi. 6 aylık süre, eşin zinayı öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlıyor. Zinayı öğrenen eşin o tarih itibariyle 6 ay içerisinde boşanma davası açması gerekiyor. 5 yıllık süre ise zina fiilinin işlendiği tarihte başlıyor. Aldatılan eş, zinayı 5 yılın ardından öğrenmiş olsa bile buna dayalı olarak boşanma davası açamıyor.
Yaşama kast etme ve kötü davranma: Türk Medeni Kanununun 162. Maddesi şöyle diyor: “Eşlerden her biri diğeri tarafından, hayatına kast edilmesi veya kendisine kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir.” Yaşama kast demek, bir eşin diğer eşi öldürmeye teşebbüs etmesi demek. Ancak bu durumun fiilen ortaya konmuş olmasını gerektiğini unutmayın. İddialar üzerine dava açılamıyor. Ölümle tehdit edilmek de dava açılması için yeterli değil. Kötü davranmaya gelirsek; bir eşin diğer eşin vücut bütünlüğüne ve sağlığına saldırması anlamına geliyor. Genel geçer tabiriyle şiddet uygulanması diyebiliriz. Öte yandan hakaret etmek, haksızlığa uğratmak, küçük düşürücü davranışlarda bulunmak da onur kırıcı davranışlar kapsamında özel boşanma sebepleri arasında yer alıyor. Bu tür boşanma sebeplerinde de yine zina ile aynı şekilde hak düşürücü süreler konusunda dikkatli olmak gerekiyor.
Küçük düşürücü suç ve haysiyetsiz yaşam: Küçük düşürücü suçun belirlenmesinde toplumsal anlayışın dikkate alındığını belirtelim. Örneğin, hırsızlık, hileli iflas, dolandırıcılık, ırza geçme gibi suçlar küçük düşürücü suç kapsamında yer almıyor. Haysiyetsiz yaşam sürme konusunda ise bir süreklilik aranıyor. Örneğin, alkol bağımlılığı, kumar bağımlılığı, hayat kadını olarak çalışma gibi durumlar haysiyetsiz yaşam olarak kabul ediliyor. Ancak bunlara bağlı olarak boşanma davasının açılabilmesi için bunların sürekliliğinin ispatı da gerekiyor.
Terk etme: Türk Medeni Kanunu, eşlerden birinin haklı bir sebep olmaksızın ortak konutu terk etmesi halinde diğer eşin boşanma davası açabileceğini söylüyor. Fakat tek başına terk etme eylemi yeterli olmuyor. Başka şartlar da aranıyor. Terk etme eyleminin haklı bir sebebe dayanıyor olmaması önemli. Kanuna göre, terk etmeye bağlı olarak boşanma davasının açılabilmesi için, eşin ortak konuta davet edilmesi gerekiyor. Bunun için de ihtar yoluna gidilmeli. İhtarın yapılabilmesi için terk etme eyleminin üzerinden 4 ay geçmesi gerekiyor.
Akıl Hastalıkları: Akıl hastalığına bağlı olarak boşanma davası açılacaksa, akıl hastalığının ne zaman başladığı önem kazanıyor. Davanın açıldığı esnada hastalığın varlığı yeterli. Buradaki önemli detay ise şu: Boşanma davasında, hastalığın iyileşemeyeceği sağlık kurulu raporuyla tespit edilmeli! Bununla birlikte akıl hastalığının ortak hayatı sürdürülemez hale getirdiğinin de ispat edilmesi gerekiyor.
Boşanmanın Genel Nedenleri
Yukarıda detaylı olarak söz ettiğiniz özel sebeplerin yanı sıra boşanmanın bir de genel nedenleri var. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması genel nedenlerin başında geliyor. Eşlerin evlilik birliğinden farklı beklentilere sahip olmaları, ortak bir hayat yürütülememesi, şiddetli geçimsizlik gibi durumlar evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olabiliyor. Bunun yanı sıra boşanmanın genel nedenleri olarak şunları sıralayabiliriz:
- Eşine iftira etmek
- Aile sırlarını açıklamak
- Eşi ailesi ile görüştürmemek
- Eşin ailesine hakaret etmek
- Sevginin bitmesi
- Aşırı kıskançlık
- Bağımsız konut sağlanamaması yani kayınvalide ve kayınpeder ile aynı konutta yaşama
- Üvey çocuklara kötü davranma
- Cinsel problemler (İlişki kurmamak veya zorla ilişki)
- Fuhuş yapmaya zorlamak
- Sürekli kavga etmek
- Kadının çalışmasına engel olmak
- DETAYLI BİLGİ İÇİN BOŞANMA AVUKATI SAYFAMIZI ZİYARET EDİN.www.bozdaghukuk.com/bosanma-avukati
Diğer Yazılarımız:
Şiddet Nedeniyle Boşanma Davası