Eşlerden Birinin Çocuk İstememesi Boşanma Sebebi Olabilir mi?

Sosyal bir varlık olan insanın en önemli özelliklerinden biri de aileye olan gereksinimidir. Birey, karşı cinsten biriyle yaşamak, hayatı paylaşmak, çocuk yaparak aileyi büyütmek gibi dürtülerle evlenmektedir. Bu sebeple evliliğin hem biyolojik, hem psikolojik hem de sosyolojik bir tarafı bulunmaktadır. Evliliği geleneksel, kadim ve sosyal bir müessese kılan şey, esasen insanın bu temel dürtüleridir.

Toplumların evliliğe yükledikleri anlam, kültürel farklılıklara göre değişiklikler gösterse de, evlilikte başat olan amaç karşı cinsle birliktelik ve çocuk yapma gayesine dayanmaktadır. Özellikle birlikte olan çiftler çocuk sahibi olmak istediklerinde, doğacak çocuklarına olan ortak sorumlulukların bir gereği olarak evlenme ihtiyacı duymaktadırlar. Elbette evlenme amacı kültürlere göre değişiklik göstermekle beraber, evliliğin en önemli sebeplerinden biri de çocuk sahibi olmak ve yeni bir aile meydana getirmektir.

Peki evlenen çiftlerden biri, bu evlilik süresince çocuk sahibi olmayı reddederse, diğer eşin buna katlanma yükümlülüğü var mıdır? Başka bir deyişle, eşlerden birinin çocuk istememesi boşanma sebebi sayılır mı?

Elbette burada tarafların evlilik öncesi bu evliliğe yükledikleri anlam ve evlenme niyetleri, karşılıklı bir birlerine verdikleri sözler önemli olmakla birlikte, eşlerin evlilik süresince makul bir sebep olmaksızın, çocuk sahibi olmak istememelerine, diğer eşin katlanma zorunluluğu bulunmamaktadır. Anne ve baba olmak insani bir dürtü olduğundan ve insan aile sahibi olmak için evlendiğinden, bu konuda karşılanmayan insan ihtiyacının bu evliliğin sıhhatini olumsuz yönde etkileyeceği açıktır. Eşler arasında, çocuk sahibi olmak gibi bir konuda ortaya çıkacak fikir ayrılığının, orta ve uzun vadede tarafların bir birine olan sevgi ve saygısını azaltacağı, duygu ve düşünce birliğine zarar vereceği açıktır.

Nitekim Yargıtay kararlarında da, makul bir sebep olmaksızın çocuk istemeyen eşin boşanma davasında kusurlu olacağına hükmetmiştir.

Yargıtay 2.Hukuk Dairesi’nin 02.12.2019 tarihli, 2019/4035 E. 2019/11741 K. sayılı kararında; “….Ayrıca davacı-karşı davalı erkeğin makul bir sebep olmaksızın çocuk istemeyerek kusurlu olduğu sabittir. O halde, güven sarsıcı davranışta bulunan ve kıskanç olan davalı karşı davacı kadın ile şans oyunları oynayan, aile bütçesini iyi yönetemeyen ve çocuk istemeyen davacı karşı davalı erkek boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurludur. Bu husus gözetilmeden, davalı karşı davacı kadının ağır kusurlu kabul edilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir…” şeklinde hüküm vermiş ve çocuk istemeyen kocanın bu davranışını kusur saymıştır.

Bu sebeple, evlendikten sonra makul bir sebep olmaksızın çocuk sahibi olmayı reddetme, boşanma davalarında bir kusur ve boşanma sebebi olarak kabul edilmektedir.

Call Now Button