Toplumumuzda eşler evlendikten sonra, bazen evliliğin başında, bazen de çocuk olduktan sonra kadın çalışmayı bırakmakta ve kocasına ekonomik olarak bağımlı olarak hayatını sürdürmektedir. Bu durum sosyal bir gerçeklik olarak sıklıkla görülen bir durumdur.
Diğer bir ihtimalde de, iki eş çalışmakla beraber, eşlerden biri diğerinin kazancına el koymakta, eşinin üzerinde bu surette bir baskı tahakküm kurabilmektedir.
Bahse konu bütün bu ihtimallerde, eşlerden biri kazanma gücünden yoksun kalmakta, mesleğinde ve kazanma gücünde geriye gitmekte, ilerleyen zamanlarda da ekonomik olarak kendisini gerçekleştirme imkânından mahrum bırakılmaktadır.
Bazen de eşler arasında gelir ve statü farklılıklarından ötürü, fazla kazanan eş diğer eş üzerinde baskı ve tahakküm kurabilmektedir. Elbette bütün bu sayılan durumlar evliliğin amacına uygun düşmeyen ve evlilikte olması gereken duygudaşlığı ortadan kaldıran, netice olarak boşanmaya kadar giden sonuçlar doğurmaktadır. Bu sebeple, evlilik içerisinde eşlerden birinin diğeri üzerinde kurduğu ekonomik baskı ve cimrilik boşanma sebebi ve kusur olarak kabul edilmektedir. Nitekim Yargıtay kararları da bu yöndedir.
Yargıtay 2.Hukuk Dairesi’nin 2012/5303 E. 2012/24965 K. sayılı ilamında; “…Mahkemece, davacı-davalı (kadın), davalı-davacı kocayla aynı oranda kusurlu kabul edilmiş ve buna bağlı olarak maddi tazminat talebi reddedilmiştir. Oysa yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davalı-davacı (koca)’nın evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirmediği, ayrı bütçe oluşturduğu, cimrilik ölçüsünde tutumlu olduğu, beden temizliğine özen göstermeyerek ter koktuğu anlaşılmaktadır. Kocanın gerçekleşen ve süreklilik gösteren bu tutum ve davranışları sonucu evlilik birliği temelinden sarsılmış olup, kadına atfedilebilecek bir kusur bulunmamaktadır. Hal böyleyken kadının, diğer tarafla aynı oranda kusurlu kabul edilmesi ve buna bağlı olarak maddi tazminat (TMK. md. 174/1) talebinin reddedilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir…” şeklinde hüküm verilmiştir. Bu hükümden de anlaşılacağı üzere cimrilik ölçüsünde tutumluluk ve eşin ekonomik olarak izole edilmesi bir kusur olarak kabul edilmektedir. Bu sebeple cimrilik ölçüsünde tutumluluk ve eşe uygulanan ekonomik şiddet bir boşanma nedenidir.