Boşanma karı kocanın yaşamının ileri ki dönemlerinde yeni bir ilişki ve yeni bir evlilik yapabilmesi için hukuki bir kararla aralarındaki resmi evliliğin tamamen sonlandırılması demektir. Boşanma evlilik kadar sık yaşanan ve normal karşılanan bir durumdur. Evlilik sosyal ortamda nasıl kabul edilmiş bir gerçekse boşanma hakkı da o kadar gerçek bir durumdur. Ancak hala bazı toplumlarda boşanma telaffuzu bile yapılamamaktadır. Boşanma iki türlüdür: Anlaşmalı ve Çekişmeli Boşanma. Anlaşmalı boşanmada da tüm sonuçlar üzerinden çift anlaşarak boşanacaklarını bildirirler. Çocuk, maddi, manevi tazminat, mal paylaşımı konularından anlaşılmış olunmalıdır.
Anlaşmalı Boşanma Nasıl Olur?
Anlaşmalı boşanma da her iki taraf boşanma protokolünü imzalarken bütün konularda aynı fikirde olduklarına dair bir dilekçe daha vererek boşanma kararının tek celsede olması için ihtimali kuvvetlendirirler. Evlilik üzerinden 1 yıl geçmeden anlaşmalı boşanma mümkün değildir.
Davalar genelinde bir gerekçe göstermek zorunluluğu vardır. Genelde en çok tercih edilen gerekçe Şiddetli Geçimsizlik ifadesidir. Taraflar boşanma dilekçesinde gösterdikleri sebepleri ispatlamak zorundadırlar aksi takdirde boşanma davası ret edilir. Davayı açan eş boşanma nedenini göstermeli ve karşı tarafın kusurlu olduğunu ispatlamalıdır. Gösterdiği neden kendi kusuruna dayanıyorsa boşanma davası ret edilir. Anlaşmalı boşanmada tarafların kusurluluğu konu yapılmaz. Her ne şekilde olursa boşanma davalarında usule uygun dava açılması esas olan noktadır.
DETAYLI BİLGİ İÇİN BOŞANMA AVUKATI SAYFAMIZI ZİYARET EDİN.
www.bozdaghukuk.com/bosanma-avukati
Türk Medeni Kanununda Boşanma Sebepleri Nelerdir?
Zina boşanma sebebidir. Taraflardan biri zina ederse diğer eş boşanma davası açabilir. Hayata kast etme durumu boşanma davası sebebidir. Haysiyetsiz bir hayat sürme, küçük düşürücü suç işleme boşanma davası sebebidir. Terk etme; evlilik birliği yükümlülüklerini yerine getirmeme boşanma davası sebebidir. Evlilik birliğinin sarsılması ve ifadesi şiddetli geçimsizlik hali boşanma davası sebebidir.
Dava sırasında hâkim her iki tarafı da gerekçeleri ile birlikte dinleyerek, varsa çocukların durumunu da dikkate alarak bir karara varır. Her şeyden önce tarafların ve çocukların menfaatleri göz önünde tutulur. Boşanma davalarında eşe karşı işlenen fiili durumlar tarafların kusur durumunu ortaya çıkarır. Taraflar eşit kusurlu kabul edilirse tarafların boşanmasına karar verilmiş olunsa dahi fiziksel şiddet, aşağılama, evden kovma, anahtar değiştirme, karılık- kocalık görevlerini yapmama gibi kusurluluk halleri dikkate alınır. Mesela bir kadın eşinden boşanmak için dava açmışsa toplanan delillerden kötü davranma, kadını çocuklarla yalnız bırakma gibi durumlara karşılık kadının da erkeği eve almadığı, anahtarı değiştirdiği durumlar eşit derecede kusurluluk olarak tanımlanır.
Kusurluluk Halleri
Evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylara karşılık davacı karşısında davalı olan erkek ilgili neden sebebiyle gerekli müdahaleyi uygulamama söz konusu olduğundan erkek ağır kusurlu; kadın ise az kusurlu olur. Ya da bir koca evlilik birliği görevlerini yerine getirmiyorsa ve kadın evin anahtarını değiştirip eve almıyorsa bu bir boşanma nedenidir ve taraflar eşit olarak kusurludur.
Davalı ve davacı olarak kadın ya da erkek kusuru kanıtlanmamış ancak evlilik birliği görevlerini yerine getirmeyen erkekse tamamen kusurlu olan erkektir. Erkeğin eşinin ailesini istemiyorum demesi, kovması ya da annem seni istemiyor deyip karısını evden kovması gibi olaylar erkeğin ağır kusurlu olduğu hallerdir. Bir başka yaklaşımda ise kadın zina yapıyor ve erkek de eşine şiddet uyguluyor. Bu duruma göre boşanma da taraflar eşit kusurludur. Boşanmalarda kusur ve kusuru eşitleme gayreti her zaman için vardır.
Boşanmada Kusur Konusu
Evliliğin sarsılması durumunda boşanma kararı alınması doğal bir gelişmedir. Sarsılmada kusurlu olunabilir ve beraberinde boşanmak da haktır. Bu noktada kusurun ağırlığı olan taraf dikkate alınır. Mesela erkekte ağır kusur varsa nafaka ve tazminat miktarı belirlenir ve erkeğin reddetme hakkı bu noktada sıfırlanır. Ya da kusursuz olan tarafa çocukların velayeti verilir.
Boşanma davalarında kusur oranı karı ve kocanın birbirlerine karşı sadakatleri ve sorumluluklarına bağlıdır. Bunları yerine getirmeyen taraflardan biri evliliği ihmal etmesi üzerine kusurlu sıfatını alır. Kusur netice olarak boşanma davalarında önemli bir kıstastır. Tazminat ve nafaka bedellerinin belirlenmesi aşamasında kusur derecesi önem taşıyan bir detaydır. Eşlerin kusur oranları, az kusurlu olması, eşit kusurlu olması veya ağır kusurlu olması incelenir ve boşanma davası buna göre karara bağlanır. En sık görülen kusur çeşitleri taraflardan birinin diğerine fiziksel şiddet uygulaması, hakaret etmesi ve yalan söylemesidir.
Eşit Kusurluluk Halleri
Evlilik birliği içerisinde kadın ya da kocadan biri şiddet gösterirse, yalan söylerse, hakaret ederse, ahlak dışı taleplerde bulunursa, başkalarıyla mesajlaşırsa, eşine ya da ailesine hakaret eden davranışlar ve sözlerde bulunursa, uzun süre cinsel ilişkiden kaçınırsa eşit kusurluluk durumu oluşur.
Boşanmaya ilişkin davalar kadın ya da kocadan biri tarafından açılabilir. Boşanma davası açan kişinin kusursuz veya az kusurlu olması gerekçesi aranmaz. Kusurlu olan eş de boşanma davası açabilir. Fakat eşin kusuru ağır ise karşı tarafın itiraz hakkı vardır. Maddi ve manevi tazminat talepleri de diğer eşe göre kusurluluk durumunun daha az ya da kusursuz olmasıyla gündeme gelebilir. Eğer eşler eşit kusurlu ise maddi ve manevi tazminat ret edilir. Yoksulluk nafakası da kusurun belirlenmesi ile onaylanır. Diğer eşten kusurlu davranışları ağır olmazsa yoksulluk nafakası talep edebilir. Boşanma davalarında kusur eşin hareketleri, davranışları açılarından ayrı ayrı değerlendirme yapılarak ilerleme sağlanır.
Boşanmada Eşlerin Kusurlu Olması
Evliliğin temelinden zarar görmesi ve sarsılması, karı koca ilişkilerinin artık yürütülemeyeceğinin kararının verilmesi ve eşlerin her ikisinin de eşit oranda kusurlu olması halinde eşlerin boşanmalarına karar verilebilir. Yani birinin kusuru diğerine göre çok daha baskın değilse sonuç eşit kusurluluktur. Mesela bir erkek başka bir kadınla ilişki kurmasına karşılık, kadının da kumara düşkünlüğü nedeniyle çocuklarını ihmal etmesi halleri her iki tarafında eşit oranda kusurlu olması demektir.
Eşit kusurlu olma halinde Türk Medeni Kanununa 166.maddeye göre itiraz hakkı yoktur. Kusuru az olan eşe itiraz etme hakkı verilir fakat eşit oranda kusur varsa itiraz hakkı yoktur. Eşlerin eşit oranda kusurlu olma halleri boşanma davasının kabulü gerekçelerindendir. Kadının güven sarsıcı davranışına karşılık erkeğin fiziksel şiddet uygulaması tarafların eşit kusurluluğudur. Gerçekleşen bu durum evlilik temelini sarstığından taraflar eşit kusurlu olarak tanımlanır.
Evlilik Birliği İçerisinde Kusurlar Nelerdir?
Eşlerin birbirine sadakatli olmaması, yükümlülüklerini yerine getirmemesi, çocukların ihmal edilmemesi, karı kocanın devamlılığının bilinçli aksatılması gibi durumlar kusur olarak nitelendirilir. Boşanma davalarında kusurluluk hali boşanma, tazminat ve nafaka konularında önemli bir detaydır.
Hâkim bir boşanma davasında tarafların kusurlarını az kusurlu, kusursuz ya da eşit kusurlu olarak bir değerlendirmeye alır. Boşanma davalarında kusur belirlenmesi, tarafların eylemleri, somut olan her davranışları dikkate alınarak belirleme yapılır. Boşanmada kusur ilkesi, kusursuz olan tarafın korunması esasına dayalıdır.
Türk Medeni Kanununa aile kavramı toplumun temeli olduğundan eşlerin birbirlerine olan yükümlülükleri aile birliğinin sürekliliği açısından önem taşımaktadır. Bu önemin korunması açısından da boşanma durumlarında kusur ilkesi ön plandadır. Genel bir boşanma ile özel bir boşanma kıyaslandığında özel boşanmalarda kusura bağlı sebepler olduğu bilinen ve kabul edilen bir gerçektir.
DETAYLI BİLGİ İÇİN BOŞANMA AVUKATI SAYFAMIZI ZİYARET EDİN.
www.bozdaghukuk.com/bosanma-avukati
Diğer Yazılarımız: