İş Mahkemesi’nde Tanıklara Ne Sorulur?
İşçi ve işveren arasındaki iş sözleşmeleri kıdem ve ihbar tazminatı, işe iade, hizmet tespiti, ücret-mesai veya İş Kanunu’ndan doğan hak ve alacaklarla ilgili sorunlar yaşanabilir.
İşçi ya da işveren olarak çalışma hayatında yer alanlar, İş Mahkemesi’ne konu olabilecek benzer bir sorun yaşadığında mahkemede tanık (şahit) göstermek isteyebilir.
Böyle bir durumda özellikle karşılaşılan sorunlardan en önemlisi işçinin açtığı bir iş davasında iş yerinde çalışan diğer işçileri tanık olarak gösterememesidir.
Tanık olması istenen işçi hâlen çalıştığı iş yerinde işverenle arasının bozulmaması için işçi lehine tanıklıktan doğal olarak çekinmektedir.
Bu durumda genellikle işçi tarafından olayı görmeyen ama duyum yoluyla haberi olan işçiler veya kişiler mahkemeye tanık olarak gösterilebilmektedir.
İŞ DAVASINDA KİM TANIK GÖSTERİLMELİ?
İşçinin tanık göstermek istediği işçilerin hâlen işyerinde çalışıp çalışmadığının bilinmesinde büyük yarar vardır. Çünkü işçi tarafından verilecek tanıklardan, işveren yanında çalışmaya devam eden varsa bu tanık, işverenle kötü olmamak adına tanıklık yapmak istemeyebilir. Duruşmaya gelse de işini kaybetmemek adına işveren aleyhine beyanda bulunmaktan imtina edebilir.
Tanık listesinin sonradan değiştirilemeyeceği düşünüldüğünde, önde başlanan davanın işçi lehine sonuçlanması ciddi anlamda zora girebilir.
Bu sebeple yukarıda belirttiğimiz gibi, mümkün olduğunca hâlen iş yerinde çalışan kişilerin tanık olarak gösterilmemesinde fayda bulunmaktadır.
Tanıklık yapacak kişilerin, işverene dava açmış olmaları, işverenle aralarında husumet bulunması, ilk bakışta tanık beyanlarının taraflı olabileceği ve itibar edilmemesi gerektiği gibi bir izlenim uyandırsa da dava açan işçinin, aynı işyerinde çalışmış ve işverenle kendisi gibi sorunlar yaşamış biri ya da birilerini tanık göstermesi kadar doğal bir durum düşünülemez.
Mümkün olduğunca işverenle husumeti bulunmayan tanıklar öncelikle tercih edilmeli, böyle bir imkân yoksa tanıklar, husumeti olanlardan seçilmelidir.
İŞ DAVASI İÇİN TANIK BULDUKTAN SONRA
Tanıkların davetiye ile celbi beklenmeden tanıklarla iletişim kurulmalı ve duruşmada hazır edilmelidir. Duruşma öncesi tanıkları bilgilendirmek, duruşma esnasında yaşanabilecek aksiliklerin önüne geçmek için önemlidir.
Bilgilendirmekten maksat, tanıkları yönlendirmek değildir. Adliyelerin yüzü, hiç uğramamış olanlara soğuk görünür. Adliye ile pek işi olmayan insanlar, doğruyu söyleyecekken bile, mahkeme huzuruna, hâkim karşısına çıkacak olmanın verdiği psikolojik baskı, endişe ve korkuyu hissederler.
Böyle bir durumda dava açan işçiye ve avukatına düşen görev, tanığa, rahat olması konusunda telkinde bulunmak, duruşma başladığında dışarıda beklemesini, kimliğini hazır etmesini, içeride kendisine sorulacak olası sorulara karşı hazırlı olmasını söylemek ve psikolojik olarak tanığı içerideki ortama hazırlayarak muhtemel heyecanını atmak olmalıdır.
Tanıklarınız başka bir ilde ise tanıkların adres ve telefonları avukatlara iletilir. Avukat ise bunları mahkemeye bildirir. Mahkeme tanığın adresine en yakın yerdeki mahkemeye müzekkere yazarak tanığın şehir dışında dinlenmesini sağlar. Yani tanıklar bulunduğu yere en yakın adliyede tanıklık yapabilir.
Dava açan kişi duruşma günü mahkemede tanıklarını hazır etmesi gerekir. Tanıklar geldiği zaman tanıklık ücretlerini de mahkemeden alabilirler.
İŞ MAHKEMESİ’NDE TANIKLARA NE SORULUR?
Hâkim tarafından sorulacak olası soruların tanığa hatırlatılmasının önemi üzerinde durmak isteriz.
Konuyu merak edenler internette iş mahkemesinde tanıklara ne sorulur? diye arama yaptıklarını tahmin ediyoruz. Bunu mahkemede tanıklara yöneltilebilecek sorularla cevaplamak isteriz:
- Tarafları tanır mısın?
- Davacı ne zaman işe başladı?
- Görevi neydi?
- Ne kadar maaş alıyordu?
- Maaşlar ne şekilde ödeniyordu?
- Çalışma saatleri nasıldı?
- Yemek ve çay molası var mıydı?
- İş yerine servis var mıydı?
- Fazla mesai yapıyor muydunuz?
- Hafta sonu çalışması var mıydı?
- Davacı yıllık izinlerini kullandı mı?
- Resmi ve dini tatillerde çalışma oluyor muydu?
- Davacının ne zaman işten ayrıldığını biliyor musun?
- Benzer sorunları yaşayan işçiler oldu mu?
Evet, bu ve bunun gibi soruların iş mahkemesinde hâkimin soracakları arasında yer alması muhtemeldir.
Tanığa sorulacak sorular bunlarla sınırlı olmayıp, davanın türüne göre değişiklik gösterebilecektir. Verdiğimiz örnek sorular, sıklıkla görüldüğünden, işçi alacakları davasında sorulması muhtemel sorular içerisinde yer vermeyi uygun bulduk.
İŞ DAVASINDA TANIĞI YÖNLENDİRMEK DOĞRU MU?
Tanıklık yapacak kişi, yukarıdaki soruların tamamının cevabını bilmiyor olabilir. Örneğin; işçinin yıllık iznini kullanıp kullanmadığını bilemeyebilir.
Bilmediği bir hususta tanığı sakın yönlendirmeyin. Yıllık izinlerin kullandırıldığının ispat yükü zaten işverendedir.
İşçi avukatı, tanığı, bilmediği şeyler hususunda beyanda bulunmaya zorlarsa hem meslek kurallarına aykırı davranmış, hem de tanığı hâkim önünde yalan beyanda bulunmaya zorlayarak hata yapmasına neden olmuş olur.
Konuyu açmak adına bir örnek vermeyi faydalı görüyoruz:
İşe giriş ve işten çıkış tarihlerinde, tanık, ay, gün, yılı bilecek şeklinde hazırlanırsa tanığın dışarıda çalıştırılarak geldiği anlaşılır.
İstisnai bir durum olmadıkça (aynı gün işe başlamak gibi), hiçbir işçi, bir diğer işçinin işe başladığı günü tam tarih olarak kolay hatırlayamaz. Bu yüzden işe giriş tarihi için, eğer tanık işçi çalışıyorken davacı işçi işe başlamışsa, “Ben şu tarihte işe başladım. Davacı benden yaklaşık 2,5-3 ay sonra başladı.” gibi yuvarlak beyanlarda bulunmak, tanık beyanının inandırıcılığını pekiştirecektir.
Davacı işten ayrıldığında, tanık işyerinde çalışmıyorsa, davacının hangi tarihte ayrıldığını bilemez. Bilgisi ancak duyuma dayalı olabilir. Bu gibi durumlarda da tanığa net tarih verdirmekten kaçınmalı, bilmiyorsa “bilmiyorum” demesi dahi söylenmelidir.
Ancak özellikle fazla mesai konusunda tanığın beyanları, daha net olmalıdır. İş yerinde puantaj kayıtları tutuluyorsa, işçinin yaptığı fazla mesailerin tespiti için bu kayıtlara itibar edileceğinden, tanığın bu konuda doğruyu söylediğinden özellikle emin olunmalı. Yoksa doğru söylediği diğer konulardaki beyanları da güvenilirliğini yitirebilir.
İŞ DAVALARINDA KAÇ TANIK GEREKİR?
Her ne kadar 2 tanık iş davaları için yeterli ise de bir sıkıntı yaşanması ihtimaline binaen, 3, hatta mümkünse 4 tanık isim ve adresinin delil listesinde olmasında fayda vardır.
Önceden tanıklık yapmak istediğini söyleyenler, konu mahkeme huzurunda tanıklığa geldiğinde yan vazgeçebilirler. Tanıkların sayısının fazla olması böylesi kötü ihtimaller için ciddi bir güvence olacaktır.
İŞ DAVASINDA TANIĞIN GEREKMEDİĞİ DURUMLAR
En iyi sonucu alabilmek için dava açan işçiyle beraber uzun süre çalışmış, şirkete dava açmamış kişilerin tanık olması daha sağlıklıdır.
Tanık olmadan genelde hukuk bürolarımız dava açmamaktadır. Fakat kişinin elinde iddiaların tümüyle ilgili belge, bilgi varsa o zaman tanık bazı hâllerde istenmeyebilir.
Örnek olarak işçi fazla mesai yapmış ancak elinde sadece birkaç ayın puantajı vardır. Diğer ayların yok ise işte bu durumda tanığa ihtiyaç vardır. Fazla mesai çalışması yapan kişinin iddiası var ise her ayın çalışma puantajlarının olması gerekir. Bir diğer örnek ise; şirket elden para veriyorsa veya işçiye asılsız ithamlarda bulunuyorsa bu durumlarda da tanığa ihtiyaç vardır.
Açılan Dava Ne Kadar Sürer?
İş mahkemelerinde açılacak davaların ne kadar süreceği konusu, davanın açıldığı adliyenin ve mahkemenin iş yükü ile doğrudan ilişkilidir.
Mahkemenin iş yoğunluğuna göre bu süre artıp azalmakla birlikte ortalama 8-10 ay arasında sürmektedir fakat istisna durumlar da mümkündür.
Yazımızda bahsettiğimiz dava konularına göre mahkemenin süresinin belirlenme durumunu da özellikle belirtmek isteriz.
İş davasının konusu kadar gösterilen tanıkların anlatacakları da dava süresinin ve duruşma sayısının belli olmasında etkili olacaktır.