Evlilik birliğinin bozulması sonrasında bazı hallerde mahkemelerce verilen nafaka ödeme kararı, ilerleyen süreçlerde nafakanın artırılması veya azaltılması gibi taleplerle yeniden görülebilmektedir. Bu yönde açılan davalar genellikle, nafaka ödemekle yükümlü olan tarafın veya alacaklısının ekonomik durumlarında değişiklik olması halinde açılmaktadır. Bu tür davalar, nafakanın uyarlanması olarak adlandırılır. Uyarlama davalarının mahkeme tarafından kabul görmesi için, yasal düzenlemelere göre iradın artırılması veya azaltılması, tarafların mali durumlarının değişmiş olmasıyla mümkün olmakta ve hakkaniyetin bu değişimi gerektirmesi göz önünde bulundurulur.

Nafaka miktarı tarafların birbirleriyle yaptıkları sözleşme şartlarına dayanmakla birlikte, şartların oluşması durumunda artırılabilir veya eksiltilebilir. Kanunun bu tür durumlardaki temel düşüncesi, nafaka ödemesi bir protokolle karara bağlanmış olan nafaka borçlusu kişinin, sosyal ve ekonomik durumunun bu özel statüyü koruyacak seviyeden daha aşağı düşmediği veya hakkaniyet ilkesinin bunu gerektirmediği sürece sarsılıp boşa çıkarılmaması gerektiğidir. Fakat mahkeme tarafından ödenmesine karar verilen nafaka miktarının dava sonuçlanmasının hemen ardından indirilmesi talepleri de, karar veren mahkeme heyeti tarafından hakkın kötüye kullanımı olarak da değerlendirilebilir.

Ayrıca ne şart altında olursa olsun boşanmayı sağlayabilmek adına, bilinçli olarak ekonomik gücünün üzerindeki miktarlarda nafakayı protokol yaparak üstlenen kişinin, kısa süre sonra nafakanın azaltılması yönünde talepte bulunması da hoş karşılanmaz. Bu tür talepler mahkeme tarafından iyi niyet- dürüstlük ve doğruluk ilkelerinin hiçe sayılması olarak algılanır. Çünkü kişinin kendi kusuru veya basiretsizliği ile kendi ekonomik koşullarını zorlayan tarafın Medeni Kanunun 2. Maddesinde yer alan ‘’ herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır, bir hakkın açıkça kötüye kullanılması hukuk düzenini korumaz’’ ilkesinden fayda sağlaması söz konusu değildir.

DETAYLI BİLGİ İÇİN BOŞANMA AVUKATI SAYFAMIZI ZİYARET EDİN.

www.bozdaghukuk.com/bosanma-avukati

Nafaka Miktarı Nasıl Belirlenir?

Nafaka miktarının nasıl belirlenmesi gerektiği TMK (Türk Medeni Kanunu) 330. Maddesinde şu şekilde yer almaktadır.’’ Nafaka miktarı, işlerin ortak çocuklarının ihtiyaçları, ana ile babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir’’.  Nafaka miktarı belirlenirken çocuğun masrafları da göz önünde bulundurularak her ay peşin olarak ödenmesi hükme bağlanır. Hâkimin istemesi halinde nafakanın irat biçiminde ödenmesine karar verilerek, ileriki yıllarda tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına göre hangi miktarlarda ödenmesi gerektiğine de karar verebilir. Hâkim irat ( gelire göre) ödenmesi kararı verebileceği gibi, bazı hallerde nafakanın toplu olarak ödenmesine de karar verebilir.

Nafaka Artırım Oranları Nasıl Belirlenir?

Boşanma davalarında çocukların velayeti boşanan çiftlerden birine bırakıldığında, diğer eşe ödemesi için mahkeme heyeti tarafından iştirak nafakası belirlenir. Boşanmanın anlaşmalı yapılması halinde ödenecek nafaka miktarı taraflarca belirlenerek protokol altına alınır. Çekişmeli olarak sürdürülen ve dava yoluyla sonlandırılan evliliklerde ise iştirak ve yoksulluk nafakalarının hangi miktarlarda ödenmesi gerektiği hâkimin takdirindedir. Çekişmeli veya anlaşmalı olarak sonlandırılan dava sonrasında belirlenen nafaka miktarı, tarafların mali durumlarında değişiklik olduğunda veya hakkaniyet ilkesinin gereği olarak yeniden yorumlanabilir. Bu tür davalar sonucunda nafakanın artırılmasına kadar verilebildiği gibi azaltılması kararı da verilebilir. Nafaka artış oranları, anlaşmalı veya çekişmeli boşanma sonrasında mahkemenin verdiği gerekçeli karar doğrultusunda TEFE, TÜFE, DİE, altın, döviz kuru fiyat endekslerine göre oranında artırılmasına karar verebilir. Ayrıca, ödenmesi karara bağlanan nafakanın İştirak nafakasında konu edilen diğer giderler,

  • Sağlık giderleri
  • Eğitim giderleri
  • Yiyecek giderleri
  • Giyecek giderleri
  • Barınma giderleridir.

Tüm bunların dışında hâkimin takdiri doğrultusunda sosyal giderler ve farklı ihtiyaçlara yönelik giderler de iştirak nafakasına dâhil edilebilmektedir.

 

Nafakanın Ödenmemesi Halinde Ne Yapılmalıdır?

Mahkeme sonucunda belirlenen veya anlaşmalı olarak protokolde yer alan nafaka miktarının ödenmemesi halinde, cebri icra yolu ile tahsilat yapılabilir. Kanun koyucu tarafından sağlanan kolaylıklar, nafakanın kısa süre içerisinde tahsil edilebilmesine olanak sağlamaktadır. Nafaka alacaklarının icra sıra cetvelinde ilk sırada yer alması, sayesinde nafaka borçlusunun menkul veya gayrimenkulleri icra yolu ile satılarak nafaka alacaklısının ödemesinin öncelikli olarak yapılması, nafaka alacaklarının tahsili için emekli aylıklarına haciz konulabilmesi, nafaka alacaklısına sağlanan kolaylıklar arasında yer almaktadır. Nafaka borçlusunun hiçbir şekilde ödeme yapmaması durumunda ise, alacaklının şikâyetine bağlı olarak ve şartların da uygun olup olmadığı gözetilerek İcra İflas Kanununun 344. Maddesi uyarınca 3 aya kadar hapis cezası verilir.

Sizde Nafaka ve diğer konularla ilgili bilgi almak için Boşanma Avukatı sayfamızı ziyaret edin.

DETAYLI BİLGİ İÇİN BOŞANMA AVUKATI SAYFAMIZI ZİYARET EDİN.

www.bozdaghukuk.com/bosanma-avukati

Call Now Button